Ramazan Ayı Kur’an Okuma ve Anlama Ayıdır

Ramazan Ayı Kur’an Okuma ve Anlama Ayıdır!


Bilindiği üzere her Ramazan Cebrail (as) Kur’an’ı baştan sona okur Efendimiz dinlerdi. Daha sonra da Efendimiz, mescidde Sahabeye okur ve Cebrail yanında bulunurdu. Bu hadiseye Arda denirdi.
Ramazan’ın bereketinden faydalanmaya çalışan insanlarımız şu günlerde evlerinde ya da mahallede mukabeye katılıyorlar ve dini sohbetler yapıyorlar.
Teravih namazı
Efendimiz bu ayın önemine dair bizleri uyarır ve şöyle buyurur. “Allah (cc) Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de gece ibadetini (teravih namazını) sünnet kıldım. Kim, faziletine inanarak ve alacağı mükâfatı Allah’dan (cc) umarak orucunu tutup, gece ibadetini yaparsa, anasından doğduğu gün gibi günahlarından kurtulur” (Nesai)
“Resulullah ve Hz. Ebu Bekir devrinde teravihler ferdi olarak kılınmış ve Hz. Ömer’in hilafetinin başlarına kadar bu minval üzere devam etmiştir. Hz. Ömer’in emriyle teravihler Übey İbnu Kaab’ın imamlığında cemaatle kılınmaya başlanmıştır. Bu sebeple teravih namazının cemaat ile kılınmasına “Hz. Ömer’in sünneti” denilmiştir.” (Kütüb-i Sitte)
Ramazan ayı içinde kadın erkek, yaşlı genç çocuk bütün insanlar camilere yöneliyor ve Teravih namazını cemaatle kılmaya çalışıyor. Bu vesileyle insanlarımız hem sorumluluklarını yerine getiriyorlar hem de bir arada bulunma ve birbirlerine destek verme şansını yakalıyorlar.
Ramazan’da gecenin rengi değişiyor
İnsanlarımız, bu ay içinde gece ibadetlerine ciddi önem veriyorlar. Kaza namazları kılıyorlar, inzivaya çekiliyorlar, tefekkür ediyorlar ve Allah’ın rızasını kazanmaya çalışıyorlar.
“Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan ayının gecelerini ibadetle ihya ederse geçmiş günahları affolunur.” (Buhari)
Hz. Aişe (ra) anlatıyor: ” Resulullah (asm) Ramazan ayında diğer aylarda görülmeyen bir gayrete girerdi. Ramazan ayının son on gününde ise çok daha şiddetli bir gayrete geçerdi. Son on günde geceyi ihya eder, ailesini de gecenin ihyası için uyandırırdı.”
İtikaf kişinin kendini görmesini sağlıyor
“Kim Allah’ın rızasını talep ederek bir gün itikâfa girerse Allah-u Teala onunla ateş arasını doğu ile batı arasındaki mesafeden daha büyük üç hendek ile ayırır” (Taberani, Beyhaki)
Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: “Hz. Peygamber (asm) her Ramazan ayında on gün itikâfa girerdi. Vefat ettiği yılda ise yirmi gün itikâfa girdi” (Buhari, Ebu Davud) İbn Abbas, anlatıyor:
Resulullah (asm) mutekif (itikâf yapan) hakkında: “O, günahları hapseder ve bütün hayırları işlemiş gibi ona hayırlar kazandırılır” buyurdular. (Kütüb-i sitte)
“İtikâfta olan kimse günahları defeder ve kendisine bütün sevapları yapıyormuş gibi ecir verilir” (Ramuz)
“Ramazan ayının son on gününü itikâfta geçiren kişi iki hac ve iki umre yapmış gibi olur” (Beyhaki)
İtikâfa girmek isteyen kimsenin, Ramazan ayının son on gününde itikâf yapması söylenmiştir.
Ramazan’da umre
“Ramazan ayında yapılan bir umre, sevap bakımından bir hacca denktir.” (Tirmizi)
“Kim Ramazan ayına Mekke’de yetişir de oruç tutar ve kolayına geldiği şekilde teravih namazını kılarsa, Allah (cc) ona o Ramazan ayının dışında yüz bin Ramazan ayı sevabını yazar ve her günü için bir köle azat etmiş kadar sevap yazar. Her gecesi için de bir köle azat etmiş kadar sevap yazar. Her gün Allah (cc) yolunda bir at yükü miktarınca tasadduk etmiş kadar sevap alır. Her gün sevap ve her gece sevap alır.” (İbn Mace)
“Medine’de geçirilen bir Ramazan ayı, onun dışındaki yerlerde geçirilen bin Ramazan ayından daha hayırlıdır. Medine’de geçirilen bir Cuma, onun dışında geçirilen bin Cuma’dan daha hayırlıdır.”(Taberani)
“Mekke’de geçirilen bir Ramazan ayı, Mekke’den başka bir yerde geçirilen bin Ramazan ayından daha faziletlidir” (Bezzar).
Share this video :

Yorum Gönder

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. Hak Yolumuz İslam - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Published by Mas Template
Proudly powered by Blogger