Cebrâil Aleyhisselâm



Cebrâil Aleyhisselâm


Peygamberlere vahy getirmek, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirmekle vazîfeli melek. Dört büyük melekten birisi ve en üstünüdür:

      Cebrâil aleyhisselâmın ismi Kur’ân-ı kerîmde geçmekte olup, ayrıca Cibrîl, Rûh-ul-Emîn ve Rûh-ul-Kuds diye de zikredilmektedir. Cebrâil kelimesi lügatta “Allahü teâlânın kulu” mânâsındadır. Cebrâil’e ayrıca Nâmûs-ı Ekber de denilmiştir. Cebrâil aleyhisselâmın vazîfesi peygamberlere vahy getirmektir. Cebrâil aleyhisselâm Peygamber efendimize Mekke yakınındaki Hira Dağında ibâdet ve tefekkürle meşgul iken gelerek ilk vahyi getirmiştir. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: “(Ey Muhammed!) Yaratıcı Allahü teâlânın adı ile oku! O, insanı pıhtılaşmış kandan (alaktan) yarattı! Oku, Allahü teâlâ büyük kerem sâhibidir. O, kalemle öğretir, bilmediklerini öğretti.” (Alak sûresi: 1-3)

     Cebrâil aleyhisselâm her şekle girebilirdi. Peygamber efendimize aslî şekliyle, biri Hira Dağında ve diğeri Mîrac esnâsında Sidret-ül-müntehâda olmak üzere iki defâ görünmüştür. Cebrâil aleyhisselâm ekseriyâ Eshâb-ı kirâmdan Dıhye-i Kelbî sûretinde gelmiştir. Cebrâil aleyhisselâm yirmi üç yıla yakın bir sürede Kur’ân-ı kerîm âyetlerini peyderpey ve çeşitli şekil ve sûretlere girerek getirmiş, Peygamber efendimizin mübârek kalbine ulaştırmıştır. Bu husûsta Allahü teâlâ buyurdu ki:

   -”Ey Resûlüm söyle! Her kim Cibrîl’e düşman ise, kininden helâk olsun. Gerçekten Cibrîl daha önce indirilen kitapları tasdîk etmekte olan Kur’ân’ı kerîmi Allah’ın izniyle senin kalbine indirdi ve Kur’ân-ı kerîm doğru yolu gösterici, müminlere derecelerle kurtuluşu müjdeleyicidir.” (Bekara sûresi: 97)

      Cebrâil aleyhisselâm her sene bir kere gelip o âna kadar inmiş olan Kur’ân-ı kerîmi Levh-il-Mahfûz’daki sırasına göre okur, Peygamber efendimiz de dinler ve tekrar ederdi. Peygamber efendimiz âhirete teşrif edeceği sene, iki kere gelip tamâmını okumuştur. Âdem aleyhisselâma on iki kere, Nuh aleyhisselâma elli kere, İbrâhim aleyhisselâma kırk kere, Mûsâ aleyhisselâma dört yüz kere, Îsâ aleyhisselâma on kere, Muhammed aleyhisselâma yirmi dört bin kere gelmiştir.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kaynak. Rehber Ansiklopedisi


      Cebrail (aleyhisselam)ın  120 bin Yılda Kıldığı Namazı:
      Ebu Hureyreden naklen:
       Allahu Teala Cebrail’i (Aleyhisselam)  İsrafil’den(Aleyhisselam) beş yüz yıl sonra en güzel surette yarattığı zaman, Cebrail(a.s.) kendi suretine bakarak:          
    – Ya Rabbi, benden daha güzel kimse yarattın mı? diye sordu    
      Allahu Teala :
   - Hayır yaratmadım, buyurdu.
      Bunun üzerine Cebrail(a.s.) namaza durdu ve yüz yirmibin yılda iki rekat namazı tamamladı. Namazı bitirince Allahu Teala buyuyurdu:
   – Ey Cebrail, güzel bir ibadet yaptın. Şimdiye kadar senin yaptığın ibadet gibi bir ibadeti kimse yapmadı. Ancak âhirzamanda gelecek rasulüm Muhammed’in ümmetinin kusur ve eksiklerle dolu olarak kılacakları iki rek’atlık namazları, benim katımda, senin bu yüzyirmi bin senede kıldığın namazdan daha sevimlidir. Çünkü onlar benim emrime uyarak kılarlar, sen ise kendiliğinden kıldın. Aynı zamanda onlar âciz ve merhamete muhtaç kimselerdir. Yani; onların dünya meşakkatleri, geçim sıkıntıları, hastalıkları olacak, bütün bunlar karşısında nefis ve şeytanlarla ve düşmanları ile mücadele ederek ibadet edecekler.  
     Cebrail Allahu Tealaya:
  – Ey Rabbim, Senin katında en sevimli ve makbul kul kimdir? diye sorar.
     Allahu Teala:
  – Benim katımda mü’minden daha makbul kimse yoktur, zira o, Beni bilir ve Tevhîd eder.



     Hz. Cebrail in Hızı

    Peygamber (aleyhissalatü vesselam) Efendimiz Cebrail aleyhisselama sordu:
-”Ey Cebrail hiç yedi kat semadan yeryüzüne korku ve dehşet içinde hızlıca indin mi?

    Cebrail :
-”Evet, ey Muhammed üç kez dediğin şekilde indim.”

   Bunun üzerine Peygamberimiz sordu :

-”Nasıl oldu anlat?

-”Birincisi İbrahim peygamber ateşe atılırken Allah (celle celalüh) bana dediki :

-”Sor bakalım ibrahim’in bizden bir isteği var mıdır?

   O esnada ibrahim ateşe mancınıkla atılmış havada ilerliyordu. Hemen süratle yeryüzüne indim ve İbrahim’e sordum:

-”Varmıdır Rabbinden istediğin birşey?

   İbrahim Peygamber dedi:

-”Çekil çekil…Rabbimden gelen başımın üstüne.”

   Bunun üzerine Yaradan ateşe;

-”Ey ateş İbrahim için serin ve selamet.”dedi.

   Peygamber aleyhisselatü vesselam Efendimiz:

-”Ya ikincisi?” diye Cebrail’e sordu. Cebrail (a.s):

-”İbrahim, oğlu İsmail’i kurban edeceği zaman, bıçagın keskin yerini değil sırt tarafını İsmail’in 
boğazına sürtüyordu. Tam farkına varıp bıçağı ters çevirip İsmail’in boğazına bıçağı süreceği 
sırada Rabbim bana emretti:

-”Yetiş ey Cebrail al şu iki koçu, İbrahim bunları kurban etsin” dedi. İşte o sırada “yetişemeyeceğim” diye çok korktum, ama şükürler olsun Rabbime ki, yetiştim.” dedi.Peygamberimiz aleyhisselatü vesselam Efendimiz tekrar Cebrail aleyhisselama sordu:
-”Ey Cebrail, ya üçüncüsü? Onuda anlat bize.”Cebrail (a.s):

-” Ya Rasulallah onu ne sen sor ne ben söyleyeyim. Rabbime en yakın olduğum yerdeydim(manen). Kendi mekanımda ve yedi kat semanın en tepesi denebilir. Sen Uhud Savaşındaydın ve.. savaş sırasında darbe aldın. Darbe alınca miğferinin demiri yanağına battı. Ashab geldi yanına ve onlardan birisi, sana olan terbiyesinden o demiri eliyle değil, ağzıyla yanağından hafifçe çekti çıkardı. İşte tam o sırada yanağından süzülen bir damla kan yere düştü düşecek…alemlerin Rabbi şöyle hitab etti:

-”Yetiş ey Cebrail. Eğer rasulümün kanı yere düşerse, andolsunki yerde ve gökte birtek canlı bırakmam.”

Cebrail:
-”İşte o anda tüm gücümle yeryüzüne, Uhud’a yöneldim. O kadar hızla indim ki … yanağından süzülen kan tam yere damlamak üzereyken yetiştim. O an, Azrail bile bir an işini bırakıp bana dönüp bakdı ve kanı kanadımın üzerine düşürdüm…Rabbime hamd olsun.”der.

     Cennet ve Cehennem   
     Peygamber Efendimiz Cebrail aleyhisselamdan haber vererek buyurdularki:
-“ Allahu teala Cennet ve Cehennemi yarattığında Cebraili Cennete gönderdi:
-“ Git cennete bak, cennetlikler için neler hazırladığımı gör. “
    Cebrail , bütün o zinet ve ihtişamıyla Cenneti görünce:
-“ Ya Rabbi bunu gören veya işiten bir kimse bundan geri kalmaz.”dedi. Bundan sonra cennetin etrafını bir takım engellerle çevreleyen Allhu Teala Cebrail’e:
-“ Şimdi git, gör orayı bakalım.”diye buyurdu.
    Bu kez Cennetin etrafındaki engelleri gören Cebrail:
-“ Ya Rabbi, korkarım ki bu engelleri aşıp kimse cennete giremeyecektir. Hidayet ettiklerin müstesna.”dedi.
    Allahu Teala bu kez de, Ona cenneme bakmasını emretti. Cehennemi gören Cebrail:
-“ Ya Rabbi aklı başında olan hiçbir kimse buaraya yaklaşmaz”dedi.
    Allahu Teala bu kez de cehennemin etrafını süslü ve yaldızlı şeylerle süsleyip, Cebrail’e, oraya tekrar bakmasını emretti. Cehennemin etrafında ki bu çekici şeyleri Cebrail görünce:
-“ Ya Rabbi korkarım ki bundan kimse kurtulamaz, ancak senin rahmetinin eriştikleri müstesna.”dedi.            

     Dua:
     Allahu Teala’nın sevdiği bir kulu dua ettiğinde, Allah Azze ve Celle Cebrail aleyhisselama:
-“ Ya Cebrail bu kulumun istediğini hemen yerine getirme, zira ben onun sesinden hoşlanır ve bana yalvarmasını severim.”buyurur.
     Fakat Allahu Tealanın sevmediği bir kul dua edince, Allah Celle Celaluhü Cebrail’e:
-“ Ya Cebrail ben o kulun sesinden hoşlanmam, ne isterse verde çekip gitsin.”diye buyurur.


       Emr-i Ma’rufu Terk Eden bir Toplumun Avali:

      Enes bin Malikin bir rivayetinde Peygamber efendimiz:
      Allahu Teala Cebrail’e:
-“ Ey Cebrail, yere in ve falan beldeyi altını üstüne getir.”diye emreder. Yeryüzüne inen Cebrail bu belde de dörtbin kişinin ibadet ettiğini görünce:

-“ Ya Rab, bu belde de sana ibadet eden dörtbin abid kulun var, burayı nasıl altını üstüne getireyim? Halbuki burada sana gece gündüz kulluk yapan abid kulların vardır.”der

    Allahu Teala:

-“  Sen onların namazlarına bakma, çünkü onlar aralarında iyiliği emredip kötülükten sakındırmazlar, birbirlerine göz yumarlar. Bunu için amellerini yüzlerine çarpıp, onlarla birlikte hepsini helak et.”diye buyurur.



       GÜNAHKAR KULLAR

      Rasul-i Ekrem efendimiz:

-“   Bir kul, bir günah işledikten sonra, pişman olup ağlayarak afvedilmesi için Allah’a yalvarsa, Allahu Teala meleklerine :

-“   Ey melekler , size nefis vermedim ki , bana itaat edesiniz . Sizin itaatiniz bu bakımdan o kadar zor değil. Fakat adem oğullarını topraktan yarattım onlara nefis ve şehvet verdim. Bir yanda dünya mihneti, bir yanda aile ve çoluk çocuk sıkıntısı, bir yandan da durmadan azdıran şeytanı musallat ettim. Onlar bu düşmanlar arasında aldanıp bana isyan ederler, fakat yine de Benden ihsan isterler. Benim rahmetim onların zahmetinden çok ve üstündür. Kendisini Benim yarttığımı ve Benimde en merhametli olduğumu bilerek, yine Bana yönelen kulumu afvettiğime sizlerde şahid olunuz.”buyurur.

Hz. Fatıma (a.s) Mahşer SahrasındaHz. Peygamber (s.a.a) değerli kızı Fatıma (a.s)’ın yanına geldi. Onu üzgün görünce: “Kızım neden üzgünsün?” diye sordu.Fatıma (a.s) cevaben şöyle dedi: “Babacığım! Kıyamet günü halkın çıplak olarak haşrolacağını hatırladım da ondan.”
Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu:
“Kızım! O gün gerçekten çok korkunç bir gündür. Ama vahiy meleği (Cebrail) Allah tarafından bana haber verdi ki; o gün toprağın altından çıkacak olan ilk şahıs benim. Benden sonra atan İbrahim çıkacak, ondan sonra da eşin Emir’ul-Muminin (Ali) çıkacaktır.

Bu esnada Allah-u Teâla Cebrail’i bin melekle sana doğru gönderecek ve kabrinin üzerine nurdan yedi kubbe dikilecektir. Daha sonra İsrafil, nurdan olan üç elbiseyle başının üzerinde duracak ve: “Ey Muhammmed’in değerli kızı! Senin haşrolma günündür, kalk!” diye seslenecek. Sen de tam bir emniyet, huzur ve kamil bir örtü içerisinde kalkacaksın. İsrfil o cennet elbisesini sana verecek ve sen de onları giyeceksin.

Bu esnada Zukayil isminde diğer bir melek, yuları inciden olan ve arkasına da altından bir tahtırevan bırakılan bir bineği senin için getirecek ve sen tam bir azamet ve yücelikle o bineğe bineceksin Zukail, senin önünde, ellerinde tesbih ve övgü bayrakları bulunan yetmiş bin melek olduğu halde bineğini çekecektir.

Mahşere doğru hareket ettiğinde ise yetmiş bin huri seni karşılamaya gelecekler sana bakmakla neşet ve hoşnutluk içerisinde olacaklar. Onların her birinin elinde nurdan, havaya güzel koku saçan aletler vardır. Kendilerini yeşil zebercetten süslemiş ve başlarında da halis cevherlerden taçlar vardır.” [1]

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
[1] – Bihar, c.43, s.225
Share this video :

+ yorum + 1 yorum

2 Aralık 2016 22:03

https://islamguzelahlaktir.blogspot.com/2015/04/cuma-gunu-okunacak-zikir-ve-daularin.html

Yorum Gönder

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. Hak Yolumuz İslam - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Published by Mas Template
Proudly powered by Blogger